Translate

3 Aralık 2013 Salı

3 Aralık “Uluslararası Engelliler Günü”

 1992 yılında Birleşmiş Milletler aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. Bu kararın ardından BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi. Ve o günden beri, 3 Aralık “engelliler günü” olarak bilinmektedir.


Engelli haklarının, kazanımları ve yaşam standartlarının geliştirilmesinin önemini için engelli dostlarımızın sorunlarına sahip çıkmak gerekir.

1 Aralık 2013 Pazar

Bilmediğim bir şeyin temeli üzerinde yaşıyorum

“Kendime hayretle, hayal kırıklığıyla, hoşnutlukla bakıyorum. Kederliyim, bunalımdayım, coşkuluyum. Ben bunların hepsiyim aynı anda, ama toplayıp da sonucunu bulamam. Nihai değer veya değersizliği belirleme yeteneğine sahip değilim; kendim ve hayatım hakkında hiçbir yargım yok. Tamamen emin olduğum hiçbir şey yok. Hiçbir şey hakkında hiçbir kesin kanaatim yok. Yalnızca doğduğumu, varolduğumu biliyorum ve bana öyle geliyor ki bir şekilde taşınıp getirilmişim buraya. Bilmediğim bir şeyin temeli üzerinde yaşıyorum.” 

16 Kasım 2013 Cumartesi

Yurttaş mısın, Partizan mı?


“Belli bir kesimin hizmetinde olanlar yurttaş değil, partizandır ve bunların adaletine adalet demek de boşunadır. …

“Yöneticiler” denenlere şimdi “yasaların hizmetkarları” adını vermem, yeni bir ad bulmak hevesiyle değil; bir kentin kurtuluşunun ya da yıkılışının her şeyden çokbuna bağlı olduğunu düşünüyorum da ondan.



Çünkü bir devlette yasa güçsüzse ve çiğneniyorsa, bence yıkılış çok yakındır; ama yasa, yöneticilerin üstündeyse ve yöneticiler onun kölesi ise, devlet kurtuluşuna ve nimetlerine kavuşur!


Platon, Yasalar, Kabalcı Yayınları, 1-3.Baskı

13 Kasım 2013 Çarşamba

Halkı okumaya, düşünmeye, sevmeye alıştırmak


"Karanlıkları devirmek ve aydınlık bir çağın kapılarını açmak için en mükemmel silâh: kalem. Sözle, yazıyla kazanılmayacak savaş yok… Kalem sahiplerine düşen ilk vazife: telaş etmemek, öfkelenmemek, kin kışkırtıcısı olmamak.
Halkı okumaya, düşünmeye, sevmeye alıştırmak. Bir kılıcın kazandığı zaferi, başka bir kılıç yok edebilir. Kalemle yapılan fetihler, tarihe mal olur, tarihe, yani ebediyete."

Bu Ülke - Cemil Meriç

11 Kasım 2013 Pazartesi

Gençlik bir kitaptı, Okuduk bitti - Ömer Hayyam

Gençlik bir kitaptı,
Okuduk bitti;
Canım bahar geçti çoktan,
Kış şimdi.
Hani sevincin,
O cıvıl cıvıl kuş?
Nasıl, ne zaman geldi,
Nasıl gitti?

Ömer Hayyam

Bir gün sona geleceksiniz

Hazır olun ya da olmayın, bir gün sona geleceksiniz. O gün geldiğinde Zenginliğiniz, hıncınız kininiz, öfkeleriniz, hayal kırıklarınız, umutlarınız, tutkularınız, planlarınız ve yapmak istediklerinizin hiçbir önemi kalmayacak..

4 Kasım 2013 Pazartesi

Ölüm ve Yaşam


Ölüm de yaşam gibi sıradışı bir şey olmalı. Yaşam bütünsel bir şeydir.
Üzüntü, acı, keder, sevinç, saçma fikirler, sahipleniş, düşmanlık, sevgi, yalnızlığın sefaleti, bütün bunlar yaşamdır. Ölümü anlamak için yaşamın bütününü anlamak, çoğumuzun yaptığı gibi sadece yaşamın bir bölümünü alıp bu bölüm ile yaşamaya çalışmamak zorundayız. Yaşamı tam olarak anladığınızda, ölümü de anlarsınız, çünkü ikisi birbirinden ayrılmaz.

(Londra, 12 Haziran 1962) Krishnamurti